بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
سُورَة Sûre
سُورَة Sûre kelimesi Kur’an’da birebir olarak dokuz defa geçmektedir.
Esasında özgün ve asıl olan Kur’an, bölümlere ayrılmamış olmasına rağmen, konu başlıkları veya bölümlere ayrılarak (neye istinaden verildiği bilinmeyen arı, inek, örümcek, fil gibi hayvan adları ile) isimlendirilmiştir. Bu bölümlere de Sûre denilmektedir.
Oysaki kullanılan Arapça da bölüm, başlık kelimesi; سُورَة Sûre kelimesi ile değil, الفصل fasl veya eş anlamlı olan باب bab kelimesi ile ifade edilir.
سُورَة Sûre kelimesinin asıl anlamında yapılan değişiklik ile manâsı da farklı yönlere sevk edilmiştir. Hatta öyle ki, bazı Arapça ya da Türkçe sözlüklere bakıldığında sûre kelimesine “Kur’an’ın bölümü” anlamı verildiği görülür.
Kavramın kök kelime olarak سور s+v+r harflerinden türetildiği genel kanıdır.
Bazı alimler سُورَة sûre kelimesinin “duvar” anlamına geldiğini söyleseler de duvar kavramı Arapça’da حائط hanut veya aynı anlama gelen جدار cidar kelimesi ile ifade edilir.
سُور Sur kelimesi Türkçede kullandığımız gibi şehri veya bir bölgeyi çevreleyen duvarların en üst kısmıdır, mevcut olan yüksekliğin üst kısmı manasındadır. Kale duvarlarını çevreleyen surların Üstündeki yola çıktığınızda sizi herhangi bir seçenek sunmadan kendi yönünde ve kendisine ait olan yere götürür, sizi kendi yolu üzerine yönlendirir. Duvarın üst bölümünün en üst noktası, derecesi sadece bir duvar değil kılavuz, yol rehberidir. سُورَة Suret kelimesi rehber, kılavuz, muhteşem ve asil kılavuz, yüceltilmiş muhteşem ve asil ders, yazı, kurallar manâsındadır.

https://www.luggat.com/index.php#ceviri
سوار sur kelimesi Sad 21 ayette olduğu gibi, “bir yere tırmanmak” anlamına gelir.
سُور Sûre kelimesinin ortacıdır.
سُورَة Sûre kelimesinin سأر sar (yürümek) s+e+r kök kelimesinden türediği de ifade edilmektedir.
سُور Sur veya سأر sar kökünden türemiş olsa bile, yukarıdaki açıklamalara istinaden duvar veya sur veya çit, yol belirleyen, rehber ve kılavuz şeklindeki karşılıklar; سُورَة Sûre kelimesinin karşılığının bölüm başlık değil, “asil bir rehber, yüce bir kılavuz, onurlu bir yol, mükemmel asil bir yazı” anlamında olduğunu gösterir.

689/2 (Al sihah) الصحاح تاج اللغة وصحاح العربية
*****
وَاِذَا ق۪يلَ لَهُمُ اتَّبِعُوا مَٓا اَنْزَلَ اللّٰهُ قَالُوا بَلْ نَتَّبِعُ مَٓا اَلْفَيْنَا عَلَيْهِ اٰبَٓاءَنَاۜ اَوَلَوْ كَانَ
اٰبَٓاؤُ۬هُمْ لَا يَعْقِلُونَ شَيْـًٔا وَلَا يَهْتَدُونَ
Onlara, “Allah’ın indirdiğine uyun!” denildiğinde, “Hayır, bilakis biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuza uyarız!” derler. Peki ama, ataları bir şey anlamayan, doğru yolu bulamayan kimseler olsalar da mı?
Bakara 2:170