“Beyne” Kelimesi – بَيْنِ

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

بَيْنِ Beyne

(Ankebut 29:52) قُلْ كَفَىٰ بِاللَّهِ بَيْنِي وَبَيْنَكُمْ شَهِيدًا

Yukarıdaki ayet meal veya tefsir kitaplarında: “De ki: Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter” olarak ifade edilmektedir.

 كَفَىٰ Kefa kelimesinin Arapça anlamı; bir kişiye veya şeye tam ikame etmek, sunmak anlamındadır.

https://www.almaany.com/en/dict/ar-en/%D9%83%D9%8E%D9%81%D9%8E%D9%89/?c=T%C3%BCm

وَكَفَى بِاللّهِ Ve kefe billahi “Allah’ın tam ikamesi” anlamındadır

Kur’an’ın Arap lisanı ile indirilmesine rağmen, Arapların meal, tefsir vd kitaplarında Arapça olanكَفَىٰ kefa kelimesinin anlamına کافی kâfi “yeter” şeklinde Farsça lisanında kullanılan karşılık verilmiştir.

https://dsal.uchicago.edu/cgi-bin/app/hayyim_query.py?qs=%DA%A9%D8%A7%D9%81%DB%8C&matchtype=exact

https://tr.glosbe.com/fa/tr/%DA%A9%D8%A7%D9%81%DB%8C

بَيْنِي وبَيْنَكُمْ “Beyni ve beynekum” kelimelerini incelediğimizde

بَيْنِي Beyni kelimesi; بَيْنِ ve ي birleşiminden oluşmaktadır.

بَيْنَكُمْ Beynekum kelimesi; بَيْنِ ve كُمْ ibarelerinin birleşiminden oluşmaktadır.

https://www.turkdilbilgisi.com/zamirler/ek-halindeki-zamirler.html

ي birinci tekil şahıs iyelik ekidir, …..m anlamındadır

رَبِّی (Rabbi) rab-bim   

كُمْ ikinci çoğul şahıs iyelik ekidir, ….niz anlamındadır

رَبِّكُمْ (Rabbekum) rabbi-niz

بَيْنِ ve ي birleşimden oluşan بَيْنِي Beyni kelimesinin anlamı; arasında – benim…

بَيْنِ ve كُمْ birleşimden oluşan بَيْنَكُمْ Beynikum kelimesinin anlamı; arasında – sizin… 

Meallerde geçen بَيْنِي وَ بَيْنَكُمْ kelimelerinin anlamı; “Benimle sizin” yerine   

“Arasında benim ve arasında sizin” olmalıdır.

Aslında anlamındaki tutarsızlık fark edilerek; “benimle sizin arasında” olarak değişiklik yapılmıştır

بَيْنِ Beyni kelimesi Farsça lisanında aynı seslendirme, telaffuz ve fonetiğe sahip olup “arasında” anlamındadır. Meal, tefsir kitaplarında da “arasında” manası kabul edilerek Ehad olan Rabbimizin bize Arapça lisanı ile indirdiği Kur’an’ın ayetinin anlamı değiştirilerek alakasız, farklı bir anlam verilmiştir.

https://dsal.uchicago.edu/cgi-bin/app/hayyim_query.py?page=327

https://www.bing.com/translator/?text=%D8%A8%DB%8C%D9%86&from=fa&to=tr

Arapça بَيْنِ beyni kelimesi; tam ve nihai veya mutlak görüldüğü gibi, mutlak uygulandığı gibi, aşikâr, açık ve belli olan anlamına gelir.

طلاق بَیَّن “Talak beyyin” kelimeleri mutlak veya son boşanma anlamındadır.

بَيْنِ Beyni kelimesinin çoğulu olan بَيِّنَاتٍ beyyinat kelimesi diğer ayetlerde, uydurma olan “arasında” ifadesi yerine, anlamı doğru tespit edilerek “mutlak önemli, kayda değer, ibret alınacak, açıkça fark edilen, saf, net ve berrak” anlamlarıyla manalandırılmış ve tercüme edilmiştir.

قُلْ كَفَىٰ بِاللَّهِ بَيْنِي وَبَيْنَكُمْ شَهِيدًا  

De ki / söyle Allah’ın onayı, ruhsatı, belgesi ile tam ikamesi

Benim mutlak bildirimim / açık anlayışım,

Ve sizin mutlak bildiriminiz / açık anlayışınızdır.

(Tarık 86:7) يَخْرُجُ مِن بَيْنِ الصُّلْبِ وَالتَّرَائِبِ

Meal veya tefsir kitaplarında: “Bu su, bel ile kaburga kemikleri arasından çıkar” olarak ifade edilmektedir. Ayette بَيْنِ Beyne kelimesinin Farsça manası alınarak anlamda değişiklik yapılmıştır.

“مِن” Min edatının kullanıldığında “arasında” gibi başka herhangi bir edatın kullanılması belirli bir yerden/konumdan çıkan veya belirli bir yerden/konumdan gelen bir şeyin orijin noktasını veya yerini doğru bir şekilde belirlemek için “….den” veya “arasından” kelimelerinden sadece biri kullanılmadığı için gramer hatası veya dilsel bozukluk olarak karşımıza çıkmaktadır.

الصُّلْبِ Assulb kelimesi; korunan, güvenlikli, muhafazalı, korunaklı anlamındadır.

“الصُّلْبِ” (Assulb) kelimesi rahmin korunmasına atıfta bulunur, ancak “الصُّلْبِ” kelimesini, “asılan” anlamında kullananlar, rahimde göbek bağı ile asılı pozisyonda bir yavru bulunduğunu, rahimdeki bir bebeği annesine bağlayan kordonun bebeğin karnındaki bir açıklıktan rahimdeki plasentaya kadar uzandığını düşünmelidirler…

مِن بَيْنِ الصُّلْبِ   Min beynissulbi; “Tam veya mutlak korumadan” anlamındadır.

الصُّلْبِ Assulb kelimesini asılan anlamında kullananlar için “güvenli asma, askı” anlamındadır

وَالتَّرَائِبِ Vetteraib kelimesi و vav ile önceki ifadeye bağlıdır.

التَّرَائِبِ Etteraib kelimesi, تَّرَب terab kökünün ismi failidir…

https://www.almaany.com/tr/dict/ar-tr/%D8%AA%D8%B1%D8%A8/

ترب Tarebe; çağdaş, eş zamanlı, aynı yıllara sahip bir kişi, yakın arkadaş (özellikle okul çocukları arasında) , akran, refakat eden, eşlik eden, yardımsever, şefkat, toprak, toprağa ait olan, yeryüzü, yeryüzüne ait olan anlamlarına gelir.

التَّرَائِبِ (teraib) kelimesinin manası anne rahmidir, hayat bulacak olanın yaşam koşullarının düzenlenmesi, beslenmesi, gelişmesi, orada oluşur, anne rahmi doğumuza kadar olan zamanı paylaştığımız bize eşlik eden  refakatçimizdir.

يَخْرُجُ مِن بَيْنِ الصُّلْبِ وَالتَّرَائِبِ

“Mutlak, aşikâr, açık korumadan ve eş zamanlı refakatçiden çıkar.”

Rahim, التَّرَائِبِ etteraib kelimesinin doğru anlamı eş zamanlı refakatçimiz olan anne rahmidir ve anne rahmi bel ve kaburga kemikleri arasında bulunmaktadır.

*****

وَاِذَا ق۪يلَ لَهُمُ اتَّبِعُوا مَٓا اَنْزَلَ اللّٰهُ قَالُوا بَلْ نَتَّبِعُ مَٓا اَلْفَيْنَا عَلَيْهِ اٰبَٓاءَنَاۜ اَوَلَوْ كَانَ 

اٰبَٓاؤُ۬هُمْ لَا يَعْقِلُونَ شَيْـًٔا وَلَا يَهْتَدُونَ

Onlara, “Allah’ın indirdiğine uyun!” denildiğinde, “Hayır, bilakis biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuza uyarız!” derler. Peki ama, ataları bir şey anlamayan, doğru yolu bulamayan kimseler olsalar da mı?

Bakara 2:170
Yayınlanan <a href="http://kimsin.kim/category/carpitilan-kavramlar/" rel="category tag">Çarpıtılan Kavramlar</a> Takip edilen <a href="http://kimsin.kim/tag/assulb/" rel="tag">assulb</a>, <a href="http://kimsin.kim/tag/beyne/" rel="tag">beyne</a>, <a href="http://kimsin.kim/tag/beynekum/" rel="tag">beynekum</a>, <a href="http://kimsin.kim/tag/beyni/" rel="tag">beyni</a>, <a href="http://kimsin.kim/tag/sulb/" rel="tag">sulb</a>, <a href="http://kimsin.kim/tag/tarebe/" rel="tag">tarebe</a>, <a href="http://kimsin.kim/tag/teraib/" rel="tag">teraib</a>, <a href="http://kimsin.kim/tag/ve-kefe/" rel="tag">ve kefe</a> 1 Yorum

“el beyt” Kelimesi – الْبَيْتِ

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

 الْبَيْتِ (el beyt)

Ehad olan Rabbimize ait kitapta kullanılan الْبَيْتِ el beyt kelimesinin anlamı, yazılan muhtelif eserlerde ve Türkçe meallerde ev olarak karşılamıştır.

Oysaki bu kavram ne geçmiş ve ne de günümüz Arapçasında ev manasında kullanılmamıştır.

Geçmiş ve günümüz Arapçasında ev anlamında, منزل Menzil kelimesi kullanılmaktadır.

بیت Beyt ve بیوت buyut kelimeleri ev, oda anlamında farsça da kullanılmaktadır.

Arapça بیت beyt ve çoğulu بیوت buyut olan kavramın, seslendirmesi Farsça ile aynı olsa da anlam olarak aynı değildir.

بیت المال ,بیت المعمور ,بیت الخلا  ,بیت المقدس,  (beytul makdis, beytul helâ, beytul mamur, beytul mal) kelimeleri Arapça değildir.

Türkçe’de kullandığımız fakat artık neredeyse unutulan tuvalet kelimesinin karşılığı olan helâ kelimesi   بیت الخلا (beytul hela) kelimesinden türetilmiştir.

Banyo veya tuvalet kelimelerinin Arapça karşılığı الحمام el hamam kelimesidir.

https://dsal.uchicago.edu/cgi-bin/app/hayyim_query.py?qs=%D8%A8%DB%8C%D8%AA&searchhws=yes

بُيُوتًا Buyûten kelimesi, Nahl 16;80 ayetinde barınak, çadır vb gibi anlamlarda meallendirilmiştir.

Nisa 4;81, Nisa 4;108, Araf 7/4, Araf 7/97, Yunus 10/50, Furkan 64, Neml 49 ayetlerinde geçen بیت  beyt türevi kelimeler “gece” olarak tercüme edilmişlerdir.

 Ev anlamına gelen bir kelime, nasıl gece anlamı ifade edebilir!..

https://www.parsi.wiki/fa/wiki/169268/%d8%a8%db%8c%d8%aa

Nisa 4;81

وَيَقُولُونَ طَاعَةٌۘ فَاِذَا بَرَزُوا مِنْ عِنْدِكَ بَيَّتَ طَٓائِفَةٌ مِنْهُمْ غَيْرَ الَّذ۪ي تَقُولُۜ وَاللّٰهُ يَكْتُبُ مَا يُبَيِّتُونَۚ فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ وَتَوَكَّلْ عَلَى اللّٰهِۜ وَكَفٰى بِاللّٰهِ وَك۪يلًا

Sana “baş üstüne” derler. Fakat senin yanından çıktıklarında, içlerinden birtakımı, geceleyin; (senin gündüz) söylediklerinin aksini kurarlar. Allah, onların geceleyin kurduklarını yazmaktadır. Sen onlara aldırma. Allah’a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.

Bu şekilde meal verilen ayeti incelediğimizde:

يَقُولُونَ = derler 

طَاعَةٌ = bir şeye uymak, riayet etmek

بَرَزُواْ = bir şeyi netleştirmek, bir şeyi açıklığa kavuşturmak, bir şeyi yansıtmak, bir şeyi biriyle birleştirmek veya ortaya çıkarmak anlamına gelir.

عِندِكَ = sizin mülkiyetinizde, size ait olan 

بَيَّتَ = tüzük, anayasa, barınak veya belirli bir yol, 

طَآئِفَةٌ = din kültü veya dogma 

غَيْرِ = hiçbiri, hariç, aykırı, dışarıda,

عَرَضَ = sunmak, göstermek, teklif etmek

عَنْهُمْ = onlara, onların üzerine 

مَا = olumsuz anlamında değildir, ne, hangisi anlamındadır

– يب / يِّتُونَ = sahip oldukları tüzükleri / anayasaları, barınakları veya yolları. 

وَيَقُولُونَ طَاعَةٌ فَإِذَا بَرَزُواْ مِنْ عِندِكَ بَيَّتَ طَآئِفَةٌ مِّنْهُمْ غَيْرَ الَّذِي تَقُولُ وَاللّهُ يَكْتُبُ مَا يُبَيِّتُونَ فَأَعْرِضْ عَنْهُمْ وَتَوَكَّلْ عَلَى اللّهِ وَكَفَى بِاللّهِ وَكِيلاً

  • Ve sizin sahip olduğunuz anayasadan/tüzükten onlara netleştiğinde/meydana çıktığında riayet ettiklerini ileri sürerler,
  • Onların kültü/dogmaları,
  • Söylediklerine/uydurduklarına aykırıdır, 
  • Ve ALLAH onların anayasalarının / tüzüklerinin / sığınaklarının ne olduğunu yazar,
  • O halde onlara, çevrelerine teklif edin/sunun,
  • Ve ALLAH’ a bağlı olun ve ALLAH ın tam ikamesi, sunumu, desteği, onaylı, yetkili bir vekildir.

بیت Beyt; herhangi bir çadırın içinde iken yukarı doğru baktığınızda gördüğünüzdür, çadırı tutan direkler olmaksızın sadece tavanıdır, başımız üstünde tavan veya gölgelik bulundurmamızın amacı kendimizi güven ve emniyette tutmak, korumak içindir. 

ALLAH’ın beytine, gölgeliğine, sanal tavanının altına girenler ALLAH’ın bildirdiği anayasayı kabul ederler…

بیت Beyt Kelimesi, dünyada yaşamımız sırasında kullanılan çeşitli malzemeler ile yapılan ev değildir. Kavram; ALLAH’ın şartı, şeması, tüzüğü, planı ve sanal bir gölgeliği veya sanal bir platformu olup taşlardan yapılmış ev, asla değildir!

Ancak bu kavram kullanılarak; Muhammed (sav) ve onun evine ve o evden çıkan soya atfen önce Ehl-i Beyt silsilesi oluşturulmuş ve ardından halen Dünyada bir ağırlığa sahip olan Şia Mezhebi meydana getirilmiştir…

Ali İmran 3;96

 إِنَّ أَوَّلَ بَيْتٍ وُضِعَ لِلنَّاسِ لَلَّذِي بِبَكَّةَ مُبَارَكًا وَهُدًى لِّلْعَالَمِينَ

“Şüphesiz, âlemlere bereket ve hidayet kaynağı olarak insanlar için kurulan ilk ev (mâbet), Mekke’ deki (Kâbe) dir.”

Şeklinde tercüme edilen cümleler tümüyle yanlıştır!..

وُضِعَ (vudia) kelimesi Arapça; oluşturmak, derlemek, yazmak, yerleştirmek, tasarlamak, belirlemek, düzenlemek anlamındadır ve وُضِعَ vudia kelimesi تَألِيف (teliyf) ve أْسِيس (esiys) kelimeleri ile eşanlamlıdır.

Farsça seslendirme (fonetik), okunuş olarak aynı, fakat anlam/mana olarak ayrı olan وُضِعَ (vudia) kelimesini kullanan paganlar, kavrama Rabbimizin Arapça lisanıyla indirdiği anlamdan kesinlikle farklı bir anlam vermişlerdir.

https://dsal.uchicago.edu/cgi-bin/app/hayyim_query.py?qs=%D9%88%D8%B6%D8%B9&searchhws=yes

لَلَّذِي Lillezi kelimesi, لَّذِي (lezi) ve ل (le) kelimelerinden oluşmuştur. Kökü ل ذ (L+z) dir. Tadını çıkarmak, hoşuna gitmek, yaralanmak, faydalanmak:

  • ل   … mek, …mak, için, …diye
  • لَلَّذِي (lillezi) faydalanmanız, yararlanmanız, tadını çıkarmanız için

بَكَّةَ Bekkete kelimesi ile ilgili tuhaf yorumlar olup hiçbir kimsenin, hangi kelimenin nerede ve hangi anlam da kullanılacağını ehad olan Rabbimizden daha iyi bilemeyeceği kesindir…

بَكَّةَ Bekkete kelimesi, ne Mekke’nin eski ismidir ne de ağlamak manasındadır!

Fetih 48:24 ayetinde mekke kelimesi بِبَطْنِ مَكَّةَ ve 48:25 ayetinde de الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ olarak açık, kolay ve net anlaşılabilir şekilde ifade edilmiştir…

بَكَّةَ Bekkete, Mekke’nin eski ismidir tanımlaması, delile dayalı olarak söylenmiş bir söz olmayıp açıkça meydan okumaktır. Kur’an’ın sahibi olan Rabbimizin hangi kelimeyi kullanacağını tespit etmek ve kendince anlam vermek kimsenin haddi olamaz!..

Alimler; بکی  –  بكأ –  بَكَّةَ bekiy – beka – bekke kelimelerine çok farklı anlamlar vermişlerdir. Ağlamak, gözyaşlarının dökülmesi, hayal kırıklığı, sütün küçük porsiyonu gibi açıklamalar bir şaşkınlığın göstergesidir.

Önce بکی bekiy ve بَكَّا bekka kelimelerinin farklı anlamlarda olduğu yazıldı. Sonra, بکی bekiy ve بَكَّا bekka kelimelerinin aynı anlama geldiğini yazdılar. Sonra da بكّتهُ bekketehu ve بَكَّة bekke aynıdır ve “ة” sessizdir dediler. Oysaki ب ک ک (b+k+k) kökü her iki kelimenin (بکی ve بَكَّا ) köküdür.

Tac’ul Arus’un yazarı بَكَّا bekka kelimesini; kalp hassasiyeti nedeniyle veya şefkat gösterdiği olarak tanımlamıştır. Muhkem de ise buna “insana tesir eden şefkat” ilave edilmiştir. Kavramın “adalet ile” anlamına geldiği de diğer sözlüklerde geçmektedir.

ب ک ک  (B+k+k) kökü; büyüleme, tesir etme, çıkarım, ilişkilendirme, ilgi, anlatım, tavsiye, yüreğin hassasiyeti, merhamet ve adalet anlamlarına gelmektedir.

بَكَّةَ Bekke kelimesinin önünde olup unutulan veya göz ardı edilen “بِ bi = ile” anlamındadır.

Ali İmran 3;96

 إِنَّ أَوَّلَ بَيْتٍ وُضِعَ لِلنَّاسِ لَلَّذِي بِبَكَّةَ مُبَارَكًا وَهُدًى لِّلْعَالَمِينَ

Bu ilk anayasa, (tüzük, plan, şema) insanların tüm ilimleri (zamanları, olayları, durumları) için şefkatli adalet, nimet ve rehberlik ile faydalanmaları (yararlanmaları) için oluşturuldu, (tasarlandı, derlendi).

Bakara 2;127

وَإِذْ يَرْفَعُ إِبْرَاهِيمُ الْقَوَاعِدَ مِنَ الْبَيْتِ     

Bu ayet de genel olarak بیت (beyt) kelimesinin ev yapımı konusu ile ilgili olduğu yönünde hatırlanan bir ayettir.

Ayette geçen الْقَوَاعِدَ (el kavaid) kelimesi herkesin bildiği ve Türkçede de kullanılan; kural, esas, düstur, prensip anlamına gelen قاعدہ (kaide) kelimesinin çoğuludur.

Ayette geçen يَرْفَعُ (yerfeu) fiili; yüceltmek, yükseltmek, yukarı kaldırmak, iletmek, tanıtmak, vurgulamak anlamına gelen رفَعُ (refea) kök kelimesine aittir.

الْبَيْتِ (el beyt) kelimesi; rastgele olmayan, belirli, bilinen ifadesiyle el + beyt (ال ve بیت) olarak geçmektedir.

مِنَ الْبَيْتِ (minel beyt) kelimesi: ALLAH’tan kurallar, ALLAH’ın tüzüğü, ALLAH’ın anayasası anlamındadır.

بیت Beyt kelimesini oluşturan (ب ي ت) (b+y+t) kökü: sonuca varmak, karar vermek, bir şeyin sınırını çıkarmak, bir şeyi ayırmak, sabitlemek, düzenlemek, çözüme kavuşturmak, onaylamak, hüküm vermek anlamlarına gelmektedir.

Meallerde geçen ve genel olarak benimsenen evin temelleri kelimesine, مِنَ (min) kelimesinin verdiği anlam ile uzaktan yakından ilgisi yoktur. “Evden temelleri yükselttiğinde(?)!..”

Kanımızca مِنَ (min) kelimesi, kendilerini ulema olarak tanımlayan, Kur’ an’ı nasıl anlamamız gerektiği ile ilgili sayfalarca yazan, konuşan kişilerin imtihanıdır, aynı hatayı Yusuf (as) için de yaptılar مِنَ مِصْرَ (min mısra) (Yusuf 12:21) aslı ve anlamı “mısırdan” olan kelimenin ne hale getirildiği meallerde görülebilir.

https://www.luggat.com/index.php#ceviri

وَإِذْ يَرْفَعُ إِبْرَاهِيمُ الْقَوَاعِدَ مِنَ الْبَيْتِ

İbrahim (as), ALLAH’ın anayasasının/tüzüğünün, kaidelerini/kurallarını tanıttı (teşvik etti, vurguladı).

*****

وَاِذَا ق۪يلَ لَهُمُ اتَّبِعُوا مَٓا اَنْزَلَ اللّٰهُ قَالُوا بَلْ نَتَّبِعُ مَٓا اَلْفَيْنَا عَلَيْهِ اٰبَٓاءَنَاۜ اَوَلَوْ كَانَ 

اٰبَٓاؤُ۬هُمْ لَا يَعْقِلُونَ شَيْـًٔا وَلَا يَهْتَدُونَ

Onlara, “Allah’ın indirdiğine uyun!” denildiğinde, “Hayır, bilakis biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuza uyarız!” derler. Peki ama, ataları bir şey anlamayan, doğru yolu bulamayan kimseler olsalar da mı?

bakara 2:170
Yayınlanan <a href="http://kimsin.kim/category/carpitilan-kavramlar/" rel="category tag">Çarpıtılan Kavramlar</a> Takip edilen <a href="http://kimsin.kim/tag/beyt/" rel="tag">beyt</a>, <a href="http://kimsin.kim/tag/buyut/" rel="tag">buyut</a> Bir yorum yapın

“Sûre” Kelimesi – سُورَة

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

سُورَة Sûre

سُورَة Sûre kelimesi Kur’an’da birebir olarak dokuz defa geçmektedir.

Esasında özgün ve asıl olan Kur’an, bölümlere ayrılmamış olmasına rağmen, konu başlıkları veya bölümlere ayrılarak (neye istinaden verildiği bilinmeyen arı, inek, örümcek, fil gibi hayvan adları ile) isimlendirilmiştir. Bu bölümlere de Sûre denilmektedir.

Oysaki kullanılan Arapça da bölüm, başlık kelimesi; سُورَة Sûre kelimesi ile değil, الفصل fasl veya eş anlamlı olan باب bab kelimesi ile ifade edilir.

سُورَة Sûre kelimesinin asıl anlamında yapılan değişiklik ile manâsı da farklı yönlere sevk edilmiştir. Hatta öyle ki, bazı Arapça ya da Türkçe sözlüklere bakıldığında sûre kelimesine “Kur’an’ın bölümü” anlamı verildiği görülür.

Kavramın kök kelime olarak سور s+v+r harflerinden türetildiği genel kanıdır.

Bazı alimler سُورَة sûre kelimesinin “duvar” anlamına geldiğini söyleseler de duvar kavramı Arapça’da حائط hanut veya aynı anlama gelen جدار cidar kelimesi ile ifade edilir.

سُور Sur kelimesi Türkçede kullandığımız gibi şehri veya bir bölgeyi çevreleyen duvarların en üst kısmıdır, mevcut olan yüksekliğin üst kısmı manasındadır. Kale duvarlarını çevreleyen surların Üstündeki yola çıktığınızda sizi herhangi bir seçenek sunmadan kendi yönünde ve kendisine ait olan yere götürür, sizi kendi yolu üzerine yönlendirir. Duvarın üst bölümünün en üst noktası, derecesi sadece bir duvar değil kılavuz, yol rehberidir. سُورَة Suret kelimesi rehber, kılavuz, muhteşem ve asil kılavuz, yüceltilmiş muhteşem ve asil ders, yazı, kurallar manâsındadır.

https://www.luggat.com/index.php#ceviri

سوار sur kelimesi Sad 21 ayette olduğu gibi, “bir yere tırmanmak” anlamına gelir.

سُور Sûre kelimesinin ortacıdır.

سُورَة Sûre kelimesinin سأر sar (yürümek) s+e+r kök kelimesinden türediği de ifade edilmektedir.

سُور Sur veya سأر sar kökünden türemiş olsa bile, yukarıdaki açıklamalara istinaden duvar veya sur veya çit, yol belirleyen, rehber ve kılavuz şeklindeki karşılıklar; سُورَة Sûre kelimesinin karşılığının bölüm başlık değil, “asil bir rehber, yüce bir kılavuz, onurlu bir yol, mükemmel asil bir yazı” anlamında olduğunu gösterir.

689/2 (Al sihah) الصحاح تاج اللغة وصحاح العربية

*****

وَاِذَا ق۪يلَ لَهُمُ اتَّبِعُوا مَٓا اَنْزَلَ اللّٰهُ قَالُوا بَلْ نَتَّبِعُ مَٓا اَلْفَيْنَا عَلَيْهِ اٰبَٓاءَنَاۜ اَوَلَوْ كَانَ 

اٰبَٓاؤُ۬هُمْ لَا يَعْقِلُونَ شَيْـًٔا وَلَا يَهْتَدُونَ

Onlara, “Allah’ın indirdiğine uyun!” denildiğinde, “Hayır, bilakis biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuza uyarız!” derler. Peki ama, ataları bir şey anlamayan, doğru yolu bulamayan kimseler olsalar da mı?

Bakara 2:170
Yayınlanan <a href="http://kimsin.kim/category/carpitilan-kavramlar/" rel="category tag">Çarpıtılan Kavramlar</a> Takip edilen <a href="http://kimsin.kim/tag/bab/" rel="tag">bab</a>, <a href="http://kimsin.kim/tag/fasl/" rel="tag">fasl</a>, <a href="http://kimsin.kim/tag/sure/" rel="tag">sure</a> Bir yorum yapın