“Hateme” Kelimesi – خَاتَمَ

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

خَاتَمَ Hâteme Kelimesi

Ehad olan Rabbimizin bize gönderdiği Kur’an’da yer alan خَاتَمَ Hâteme kelimesi, خَتَمَ (h+t+m) kökünden türeyen ismi faildir.

Tıpkı نصح (n+s+h) kökünden ناصح  nasuh; عبد (a+b+d) kökünden عابد âbd örneklerinde olduğu gibi…

خَاتَمَ Hâteme kelimesini anlayabilmek için kök kelime olan خَتَمَ hateme fiilinin anlamına bakmak gerekmektedir: Başarıyla tamamlamak, mükemmelliği kanıtlamak için işaretlemek, etiketlemek, bir şeyin durumunu belirlemek…

https://www.almaany.com/tr/dict/ar-tr/%D8%AE%D8%AA%D9%85/?c=T%C3%BCm

Arapça ختم الشركة hatemeşşirket ifadesi şirket kaşesi, مختوم قرار mahtum karar mühürlü karar anlamına gelmektedir.

Kur’an’ı açıklama ve meali ile ilgili yazılan kitaplarda Ahzab suresi 40. ayette kullanılan خَتَمَ hateme kelimesine bakalım. Arapça olan خَاتَمَ النَّبِيِّينَ Hâtemennebiyyine kelimesi; Farsçada aynı seslendirmeye sahip olan ختم hatem ve اختتام ehtatem kelimelerinin Farsça anlamı ile “Peygamberlerin Sonuncusu / Nebilerin Sonuncusu” şeklinde yanlış tercüme edilmiştir.    

https://dsal.uchicago.edu/cgi-bin/app/hayyim_query.py?qs=%D8%AE%D8%AA%D9%85+&matchtype=exact
https://tr.glosbe.com/fa/tr/%D8%AE%D8%AA%D9%85
https://translate.google.com/?sl=fa&tl=en&text=%D8%AE%D8%AA%D9%85&op=translate
https://tr.glosbe.com/fa/tr/%D8%A7%D8%AE%D8%AA%D8%AA%D8%A7%D9%85

خَتَمَ Hateme kelimesi, Farsça, “bir şeyin sonu” anlamına gelmektedir.

Pagan dinlerinin devamını sağlamak üzere anlam üzerinde yapılan sinsi tahrifatlara rağmen Arapça olarak gönderildiği açık olan Kur’an’ımızda, خَاتَمَ النَّبِيِّينَ Hâtemen Nebiyyine kelimesinin, “Nebilerin onay mührü, damgası, cirosu, saygın prestijli nişanı, övgüye değer işareti” anlamına geldiği, Ahzab 33/45 ayette kanıtlanmıştır.

Ahzab 33/45

يَٓا اَيُّهَا النَّبِيُّ اِنَّٓا اَرْسَلْنَاكَ شَاهِدًا وَمُبَشِّرًا وَنَذ۪يرًاۙ

  • يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ إِنَّا أَرْسَلْنَاكَ / yâ eyyuhâ-nnebiyyu innâ erselnâke
  • شَاهِدًا / şahiden
  • وَمُبَشِّرًا / ve mubeşşiran
  • وَنَذِيرًا / ve neziyran

*****

وَاِذَا ق۪يلَ لَهُمُ اتَّبِعُوا مَٓا اَنْزَلَ اللّٰهُ قَالُوا بَلْ نَتَّبِعُ مَٓا اَلْفَيْنَا عَلَيْهِ اٰبَٓاءَنَاۜ اَوَلَوْ كَانَ 

اٰبَٓاؤُ۬هُمْ لَا يَعْقِلُونَ شَيْـًٔا وَلَا يَهْتَدُونَ

Onlara, “Allah’ın indirdiğine uyun!” denildiğinde, “Hayır, bilakis biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuza uyarız!” derler. Peki ama, ataları bir şey anlamayan, doğru yolu bulamayan kimseler olsalar da mı?

Bakara 2:170
Yayınlanan <a href="http://kimsin.kim/category/carpitilan-kavramlar/" rel="category tag">Çarpıtılan Kavramlar</a> Takip edilen <a href="http://kimsin.kim/tag/hateme/" rel="tag">hateme</a> Bir yorum yapın

“Rüya” Kelimesi – الرُّؤْيَا

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

الرُّؤْيَا – Erru’ya

Arapça رأى kök kelimesinden türeyen الرُّؤْيَا   kelimesi meal ve tefsir kitaplarında rüya manası ile değerlendirilmiş ve “Rasulun rüyası” anlamı kabul edilerek açıklamalar yapılmıştır.

TDK sözlüğünde de rüya kelimesinin Arapça olduğu yazılıdır.

Oysa رأى (r+e+y) kök kelimesinden türeyen الرُّؤْيَا (erru’ya) kelimesi görüş anlamındadır.

https://translate.google.com.tr/?hl=tr&sl=ar&tl=en&text=%D8%A7%D9%84%D8%B1%D9%8F%D9%91%D8%A4%D9%92%D9%8A%D9%8E%D8%A7&op=translate
https://www.kuranmeali.com/Elfaz.php?sure=12&ayet=5

İlginç olan; “your vision” olarak açıklanan kelimenin Türkçe’ye doğru çevirisinin “senin görüşün” olması gerekirken “rüya” olarak çevirilmesidir.

Aslında Rabbimizin vurgulayarak belirttiği Kur’an’ın “Lisanen Arabiyyen” olmasına rağmen;

الرُّؤْيَا (errü’ya) kelimesine, Fars dilinde seslendirilişi (fonetiği) aynı fakat anlamı farklı olan Farsça karşılığı ile mana verilmektedir. Geleneksel anlayışta Kur’an’a mana verirken ilk dönemlerde mezhep imamları tarafından yerleştirilmiş olan bu tutum, sonradan gelenlerin de “babalarımızı böyle yapar bulduk” anlayışı ile halen ısrarla sürdürülmektedir.

https://translate.google.com.tr/?hl=tr&sl=fa&tl=tr&text=%D8%B1%D9%88%D9%8A%D8%A7&op=translate
https://translate.google.com.tr/?hl=tr&sl=fa&tl=en&text=%D8%B1%D9%88%D9%8A%D8%A7&op=translate

    اَوَلَوْ كَانَ اٰبَٓاؤُ۬هُمْ لَا يَعْقِلُونَ شَيْـًٔا وَلَا يَهْتَدُونَ

Bakara 2/170

………. Peki ama, ataları bir şey anlamayan, doğru yolu bulamayan kimseler olsalar da mı (onların yoluna uyacaklar)?

*****

وَاِذَا ق۪يلَ لَهُمُ اتَّبِعُوا مَٓا اَنْزَلَ اللّٰهُ قَالُوا بَلْ نَتَّبِعُ مَٓا اَلْفَيْنَا عَلَيْهِ اٰبَٓاءَنَاۜ اَوَلَوْ كَانَ 

اٰبَٓاؤُ۬هُمْ لَا يَعْقِلُونَ شَيْـًٔا وَلَا يَهْتَدُونَ

Onlara, “Allah’ın indirdiğine uyun!” denildiğinde, “Hayır, bilakis biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuza uyarız!” derler. Peki ama, ataları bir şey anlamayan, doğru yolu bulamayan kimseler olsalar da mı?

Bakara 2:170
Yayınlanan <a href="http://kimsin.kim/category/carpitilan-kavramlar/" rel="category tag">Çarpıtılan Kavramlar</a> Bir yorum yapın

“Racul” Kelimesi – رجال

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

رجال

Arapça رجل Racul kelimesi ayak, bacak anlamına gelmektedir,

أَلَهُمْ أَرْجُلٌ يَمْشُونَ بِهَا أَمْ لَهُمْ أَيْدٍ يَبْطِشُونَ بِهَا أَمْ لَهُمْ أَعْيُنٌ يُبْصِرُونَ بِهَا أَمْ لَهُمْ آذَانٌ يَسْمَعُونَ بِهَا قُلِ ادْعُواْ شُرَكَاءكُمْ ثُمَّ كِيدُونِ فَلاَ تُنظِرُونِ

Araf 7:195

Onların yürüyecek ayakları mı var? Yahut tutacak elleri mi var? Veya görecek gözleri mi var, ya da işitecek kulakları mı var? De ki: Haydi, çağırın ortaklarınızı, sonra bana tuzak kurun da bana göz açtırmayın bakalım!

Elif harfi ilave edilerek ismi fail yapıldığında رجال olan kelime; ayakları olan, ayakları üzerine sağlam basan, insan, adam anlamına gelmektedir. Hanım veya erkek her ikisinin de ayakları olduğundan رجال kelimesinin erkek anlamına gelmesi saçmalıktır.

وَبَيْنَهُمَا حِجَابٌ وَعَلَى الأَعْرَافِ رِجَالٌ يَعْرِفُونَ كُلاًّ بِسِيمَاهُمْ وَنَادَوْاْ أَصْحَابَ الْجَنَّةِ أَن سَلاَمٌ عَلَيْكُمْ لَمْ يَدْخُلُوهَا وَهُمْ يَطْمَعُونَ

Araf 7:46

İkisi (cennet ve cehennem) arasında bir sur, A’râf üzerinde de birtakım adamlar vardır. Cennet ve cehennemliklerin hepsini simalarından tanımaktadırlar. Cennetliklere, “Selâm olsun size! diye seslenirler. Onlar henüz cennete girmemişlerdir, ama bunu ummaktadırlar. (DİB Meali)

Araf 7/46 Ayetinde geçen رِجَالٌ ricalun kelimesinin, sadece erkekleri ifade ettiği nasıl söylenebilir?

مِنَ الْمُؤْمِنِينَ رِجَالٌ صَدَقُوا مَا عَاهَدُوا اللَّهَ عَلَيْهِ فَمِنْهُم مَّن قَضَى نَحْبَهُ وَمِنْهُم مَّن يَنتَظِرُ وَمَا بَدَّلُوا تَبْدِيلًا

Ahzab 33:23

Mü’minlerden öyle adamlar vardır ki, Allah’a verdikleri söze sâdık kaldılar. İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirmiştir (şehit olmuştur). Bir kısmı da (şehit olmayı) beklemektedir. Verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir. (DİB Meali)

Ayetinde geçen رجال racul kelimesi ayakları üzerinde sabit duran, verdiği sözü tutarak ne yaptığını ve ne yapması gerektiğini bilen sadece erkekler midir?

Ayrıca Abdest ayeti olan Maide 5:6 ayetine de bakınız…

رجال Rical kelimesine “erkek” anlamı vermek sadece yanlış bir dogma olmayıp Kur’an’ın ifade ettiği anlamın tümüyle farklı olarak değiştirilmesidir.

راجل Racul kelimesi; mükemmel sağlam kuvvetli anlamına da gelmektedir. Bu manada رجال Rical kelimesi; cinsiyeti değil vahye uygun zihinsel, fiziksel veya sosyal olarak güçlü olan kişi veya toplumun bir kesimini ifade etmektedir.

وَاِذَا ق۪يلَ لَهُمُ اتَّبِعُوا مَٓا اَنْزَلَ اللّٰهُ قَالُوا بَلْ نَتَّبِعُ مَٓا اَلْفَيْنَا عَلَيْهِ اٰبَٓاءَنَاۜ اَوَلَوْ كَانَ 

اٰبَٓاؤُ۬هُمْ لَا يَعْقِلُونَ شَيْـًٔا وَلَا يَهْتَدُونَ

Onlara, “Allah’ın indirdiğine uyun!” denildiğinde, “Hayır, biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol)a uyarız!” derler. Peki ama, ataları bir şey anlamayan, doğru yolu bulamayan kimseler olsalar da mı (onların yoluna uyacaklar)?

البقرة/Bakara 2:170 – DİB Meali

Yayınlanan <a href="http://kimsin.kim/category/carpitilan-kavramlar/" rel="category tag">Çarpıtılan Kavramlar</a> Bir yorum yapın

“Leallekum & Leallehum” – لَعَلَّكُمْ لَعَلَّهُمْ

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

لَعَلَّكُمْ / لَعَلَّهُمْ

Kur’an’da geçen لَعَلَّكُمْ leallekum ve  لَعَلَّهُمْ  leallehum kelimeleri, Türkçe meal çevirilerinde genel olarak;

  • umurlur ki  …..siniz  veya
  • umurlur ki ……ler

şeklinde ifade edilmektedir.

Ehad olan Rabbimizin bize gönderdiği kitapta (لاَ رَيْبَ فِيهِ / La raybe fihi) hiçbir şüphe ve belirsizlik olmadığına inanıyoruz.

İrab kitaplarında yukarıdaki ibare hep;

لَعَلَّ كُمْ  ve  لَعَلَّ هُمْ   olarak incelenmiştir.

Kelime yapısına bakıldığında ibarelerin üç kısımdan oluştuğunu kolaylıkla görülür.

لَ       … için; ….e; …. a

عَلَّ    kökü olan fiil عَلَلَ (a+l+l)

كُمْ    zamir (kum)

هُمْ    zamir (hum)

عَلَلَ    Fiili; açıklamak, doğrulamak, muhakeme etmek, haklı çıkarmak,…. anlamlarına gelmektedir.

………………………

كُمْ  zamiri isim ve fiilden sonra geldiğinde siz değil sizin anlamındadır. (رَبَّكُمُ siz Rab değil sizin Rabbiniz)

هُمْ  zamiri isim ve fiilden sonra geldiğinde onlar değil onların anlamındadır. (رَبَّهُمْ onlar Rab değil onların Rabbi)

Hiçbir belirsizlik veya olasılık içermeden aşağıdaki ibarelerin anlamı;

لَعَلَّكُمْ = muhakeme etmeniz için, açıklamanız için…

لَعَلَّهُمْ = muhakeme etmeleri için, açıklamaları için…

Şeklindedir…

Taha 20:114

رَّبِّ زِدْنِي عِلْمًا

…Rabbim, benim ilmimi artır…

Yayınlanan <a href="http://kimsin.kim/category/carpitilan-kavramlar/" rel="category tag">Çarpıtılan Kavramlar</a> Takip edilen <a href="http://kimsin.kim/tag/leallehum/" rel="tag">leallehum</a>, <a href="http://kimsin.kim/tag/leallekum/" rel="tag">leallekum</a> Bir yorum yapın