Ehad olan Rabbimize ait Kur’an’ı açtığımızda karşılaştığımız ilk ayetler olan رَبِّ الْعَالَمِينَ “Rabbi-l’ alemin” ibaresi kırk iki defa geçmektedir.
İbare gerek Meal kitaplarında gerekse irab ve tefsir kitaplarında “Alemlerin Rabbi” olarak kabul edilip bu anlam çerçevesinde kapsamlı olarak ele alınmıştır.
Alem kelimesinin ne olduğunu sorguladığımızda hakkında yazılan teferruatlı açıklamalar yeterli olmayıp Arapça علم (ayn+l+m) kökünden türeyen alem kelimesi dünya ile ne kadar alakalıdır!.. Kaldı ki dünya kelimesi zaten Kur’an’da (الدُّنْيَاۚ) dünya olarak geçmektedir.
Alem kelimesinin dünya olarak kullanılması Sasanilerin dini ve kültürel etkisi altında yazılan Babil Talmud’unda da geçmektedir.

Herhangi bir Farsça sözlüğe عالم âlem kelimesi yazıldığında karşılığının dünya ve evren olduğu görülecektir…



Kadim Fars kültür ve anlayışının sadece hadis rivayetleri konusunda sınırlı olmayıp tefsir kitaplarında da iyi veya ard niyet çerçevesinde etkili olduğu görülmektedir.
Eğer Rabbimiz Kur’an’ı Fars dilinde indirmiş olsaydı kelimeleri, Fars dilinde kullanılan anlamlarına göre anlamaya çalışırdık, oysaki anlamamız için Lisanen Arabiyyen indirilen Kur’an’ı Arapça yerine başka bir dilde aynı telaffuz ile kullanılan kelimelerin karşılığı ile anlamamız bizi asla doğru sonuçlara ulaştırmayacaktır. Aksine kelimeleri Arapça anlam yerine Farsça anlamlarıyla ifade edenler, bu oluşumun temelinde yatan Pagan, Zerdüşt ve Maniheizm inançlarını ya devam ettirme çabası içerisindedirler ya da bilmeden o değirmene su taşımaktadırlar.
Tarihi coğrafyalarında Hindu dini ile iç içe geçen, farklı isimlerdeki dinlerinin yansımaları halen devam etmektedir.
Vedik çağında özellikle Hindu kral Vikramaditya’nın hüküm sürdüğü yıllarda tüm Arabistan (bu günkü Suudi Arabistan da dahil olmak üzere geniş bir coğrafya) Hindu din ve kültürünü benimseyerek yaşamışlardır.
Hindu tapınaklarına verilen ismi olan Mandir kelimesi tarattırıldığında, söylenenlerin yeryüzünde ne kadar yaygın olarak devam ettiği rahatlıkla görülebilir.
Gücümüz ve bilgimiz yettiğince aynı Arapça gibi seslendirilen fakat anlamları tamamıyla farklı Farsça kelimeler üzerinden yapılan ve yapılmaya devam edilen, Ehad olan Rabbimizin kelimelerinin anlamlarındaki değişiklikleklere dikkat çekmeye çalışacağız.
Kur an ın doğru olarak anlaşılmasında temel kaide kelimelerin kökleri ile olan bağlantısıdır
علم (ayn+l+m) fiili kökü türevleri Kur’an’da 854 kere geçmektedir.
علم (alem): bir şeyi gerçekten, kesinlikle, sağlıklı, derinlemesine bilmek/öğrenmek, bilgi, idrak, farkındalık, anlama, bilinç, zihne sağlam bir şekilde kök salmış yetenek ile bilgiye sahip olmak anlamlarına gelmektedir,
علم (ayn+l+m) fiilinin ismi faili عالم (alem)
عالم ismi failinin çoğul hali عالمونَ (alemun)
عالمونَ kelimesinin isim tamlaması olduğunda الْعَالَمِينَ (el alemiyn)
عالمونَ (alemun): bilgiler, ilimler
Geleneksel anlayışın tanımladığı anlamdan farklı olarak
رَبِّ الْعَالَمِينَ (Rabbil alemiyn) = Tüm ilimleri oluşturan düzenleyen, ilimler hakkında mutlak hakim ve mutlak tasarruf sahibi tek merci, tek otorite Rabbimiz…
عَلَّمَ الْإِنسَانَ مَا لَمْ يَعْلَمْ
O insana bilmediği şeyleri öğretendir. (DİB Meali)
Alak 96:5
******
وَاِذَا ق۪يلَ لَهُمُ اتَّبِعُوا مَٓا اَنْزَلَ اللّٰهُ قَالُوا بَلْ نَتَّبِعُ مَٓا اَلْفَيْنَا عَلَيْهِ اٰبَٓاءَنَاۜ اَوَلَوْ كَانَ
اٰبَٓاؤُ۬هُمْ لَا يَعْقِلُونَ شَيْـًٔا وَلَا يَهْتَدُونَ
Onlara, “Allah’ın indirdiğine uyun!” denildiğinde, “Hayır, bilakis biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuza uyarız!” derler. Peki ama, ataları bir şey anlamayan, doğru yolu bulamayan kimseler olsalar da mı?
Bakara 2:170